e
m
P
t
Y
a
grey
15 mart 1990
ankarada ikamet ediyor
earl grey tea hastası ve john krasinski hayranı olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.
profile
grey
15 mart 1990
ankarada ikamet ediyor
earl grey tea hastası ve john krasinski hayranı olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.
walk
teyzemle laflarken mehmet içeri girip önce fatihe sarıldı sonra da benimle evlenir misin dedi.
boş insanlar, anlamsız konuşmalar, yanlış anlaşılmalar, gülüşmeler, suskunluklar, uzaklara dalma ..
çocukken olduğu gibi kulak kapamak istiyorum hepsine.
ama gözümü kapatıp 3e kadar saymakla yetiniyorum.
gerçi bundan öte birşey var.
anlam veremediğim, dile getiremediğim, içimi huzursuz eden.
öyle ki;
eve geldim düşüncesiyle yanlış dairenin önünde duruyorum
elimde anahtar kapıyı çalıyorum
ve odaya her girdiğimde elim telefona uzanıyor
nedendir bilinmez. hemen geçsin istiyorum
bugün yine tarih dersi vardı. yine aralıksız, 2 saatti. ve yine 'bugünlük burda bitirelim' dediğinde ciddi değilsin diyordum. city'e yol alırken hava çok soğuktu, resmen kar öncesi.
ama sınavın iyi geçmesi beni epey rahatlattı.
bugün hep yağmur yağdı bir de. öyle ki hep kapşonla yürüdük. yağmurzede, yağmurzede diye söylerken yağmurdede anladı rıza. otobüsü beklerken de yavru hikayesini anlattı bize.
köylerden gelen adamlar civcileri satarken megafonla 'yavruu yavruu yavru' diye sesleniyormuş.
hah, düşünebiliyor musun.
tutarsız insanlara anlam veremiyorum. her anı düz bir çizgi olacak değil ama o samimiyetsizlik hissi yok mu.
bazı şeylerin değiştiğini itiraf etmeliyim, her ne kadar aynı kalanlar da olsa.
dün güzel bir gündü, sabah öyle geçmediyse de sonrası için aynısını söylemek haksızlık olur. havanın bahar gibi olmasının payı da olabilir. bu arada vize çıkışı fotokopi sırasında zımbayı kıran çimen beni çok güldürdü.
- sayısalcılardan nefret ediyorum.
- anksiklopedi mi ne o çektirdikleri?
- hayatın her alanını işgal ediyorlar.
dün akşam
28 Kasım 2009 Cumartesi ( 14:13 )
teyzemle laflarken mehmet içeri girip önce fatihe sarıldı sonra da benimle evlenir misin dedi.
öylesine
23 Kasım 2009 Pazartesi ( 20:57 )
boş insanlar, anlamsız konuşmalar, yanlış anlaşılmalar, gülüşmeler, suskunluklar, uzaklara dalma ..
çocukken olduğu gibi kulak kapamak istiyorum hepsine.
ama gözümü kapatıp 3e kadar saymakla yetiniyorum.
gerçi bundan öte birşey var.
anlam veremediğim, dile getiremediğim, içimi huzursuz eden.
öyle ki;
eve geldim düşüncesiyle yanlış dairenin önünde duruyorum
elimde anahtar kapıyı çalıyorum
ve odaya her girdiğimde elim telefona uzanıyor
nedendir bilinmez. hemen geçsin istiyorum
pek çok pek
18 Kasım 2009 Çarşamba ( 00:36 )
bugün yine tarih dersi vardı. yine aralıksız, 2 saatti. ve yine 'bugünlük burda bitirelim' dediğinde ciddi değilsin diyordum. city'e yol alırken hava çok soğuktu, resmen kar öncesi.
ama sınavın iyi geçmesi beni epey rahatlattı.
bugün hep yağmur yağdı bir de. öyle ki hep kapşonla yürüdük. yağmurzede, yağmurzede diye söylerken yağmurdede anladı rıza. otobüsü beklerken de yavru hikayesini anlattı bize.
köylerden gelen adamlar civcileri satarken megafonla 'yavruu yavruu yavru' diye sesleniyormuş.
hah, düşünebiliyor musun.
ilk ders/son ders
11 Kasım 2009 Çarşamba ( 18:57 )
tutarsız insanlara anlam veremiyorum. her anı düz bir çizgi olacak değil ama o samimiyetsizlik hissi yok mu.
kadın kültürü dersindeyiz, tartışma aralıksız devam etmekte iken konu cüneyt arkın filmlerinden açılır. o sırada kartal tibet de katılır konuşmaya. haliyle tarkan film müziği taklidi yapılır. özlem ile bir kale burcundan diğerine atlamadaki uzak realiteden bahsedilirken ön sıradan biri lafa karışır.
- siz kardeş misiniz?
özlemi alır 2. bir gülme. nihayetinde çeviriden kaçma uğruna sınıftan çıkmamızla sonuçlanır okul serüveni.
Etiketler: atıl kurt, hancı bize iki kişilik yemek getir
bitmeyen bekleme
10 Kasım 2009 Salı ( 09:35 )
bazı şeylerin değiştiğini itiraf etmeliyim, her ne kadar aynı kalanlar da olsa.
dün güzel bir gündü, sabah öyle geçmediyse de sonrası için aynısını söylemek haksızlık olur. havanın bahar gibi olmasının payı da olabilir. bu arada vize çıkışı fotokopi sırasında zımbayı kıran çimen beni çok güldürdü.
- sayısalcılardan nefret ediyorum.
- anksiklopedi mi ne o çektirdikleri?
- hayatın her alanını işgal ediyorlar.
the
link
link
link
Eylül 2009
Ekim 2009
Kasım 2009
Aralık 2009
Ocak 2010
Şubat 2010
Mart 2010
Nisan 2010
Mayıs 2010
Haziran 2010
Ağustos 2010
Eylül 2010
Ekim 2010
Kasım 2010
Aralık 2010
Ocak 2011
Nisan 2011
Haziran 2011
Ağustos 2011
Eylül 2011
Ekim 2011
Ocak 2012
Şubat 2012
Mart 2012
Mayıs 2012
Haziran 2012
Mart 2013
links
ctrl + left click
link
link
link
archives
Eylül 2009
Ekim 2009
Kasım 2009
Aralık 2009
Ocak 2010
Şubat 2010
Mart 2010
Nisan 2010
Mayıs 2010
Haziran 2010
Ağustos 2010
Eylül 2010
Ekim 2010
Kasım 2010
Aralık 2010
Ocak 2011
Nisan 2011
Haziran 2011
Ağustos 2011
Eylül 2011
Ekim 2011
Ocak 2012
Şubat 2012
Mart 2012
Mayıs 2012
Haziran 2012
Mart 2013